Zeminlerinizde çeşitli nedenlerle çatlaklar, çukurlar, kırılmalar ortaya çıkabilir. Tamiri yapılmadığı zaman bunlar büyüyerek ve genişleyerek daha büyük problemlere yol açabilirler. Bu sorunları hızlı ama doğru bir şekilde çözmek çok önemlidir.
Çukurlar ve kırılmalar zeminin üzerine düşen ağır bir nesne kaynaklı olabilir. Bu nesneler çatlak gibi daha hafif görünen durumlara da yol açabilir. Ancak daha hafif görünmesine rağmen çatlaklar da ileride başımızı ağrıtacak problemlere neden olabilir. Darbe alma gibi bir durumun olmadığı durumlarda da çatlaklar doğabilir. Mesela yeni bir bina ise henüz oturmasını tamamlamamış, hareket ediyor olabilir. Dünyanın yer hareketleri her zaman nedenlerden biri olabilir. Beton gibi sağlam olmayan, esneyebilen altyapılar üzerinde, asma katlarda bu tür sorunlar daha çok görülebilir. Su zemine alttan geliyorsa zeminin kalkmasına, kabarmasına, çatlamasına neden olabileceği gibi yukardan gelen aşırı su ve farklı kimyasallar da benzer sorunlara yol açabilir.
Çatlak riskini azaltmak için bu tür durumlarda daha esnek zemin uygulamaları tercih edilebilir. Ancak çatlağa neyin sebep olduğunu da tespit etmek ve ona göre bir tamir yapmak önemlidir.
Altyapı önemlidir. Kimi zaman yukarıdaki zemin ne kadar dayanıklı olursa olsun altındaki beton, şap, fayans gibi her ne varsa parçalanırsa bunun yüzeye yansımaması düşük bir olasılıktır.
Zemin tamiratı yaparken en önemli konu, alt yüzeyin kuru, temiz ve sağlam olmasıdır. Kırılmış veya çatlamış yerlerin kenar kısımları artık zayıflamıştır. Bu kısımları keserek sağlam yapıdan ayırmak gerekir. Eksi yönden gelen bir su varsa önce bu durdurulmalıdır. Zayıf noktaları kesilen tamir bölgesinde hiçbir toz ve sıvı kalmayacak şekilde çok iyi bir temizlik yapılmalıdır. Toz ve sıvılar, üzerine uygulanacak tamir malzemesinin tutunmasını engelleyecektir.
Malzemeyi, üreticinin önerdiği şekilde, teknik özelliklerine dikkat ederek uygulamak gerekir. Karışım oranlarıyla oynanmamalı, farklı ve muadil ürünler içine karıştırılmamalıdır. Farklı altyapılara göre uygun astarlar seçilmelidir. Metrekareye uygulanması önerilen en az ve en çok sarfiyat oranlarına uyulmalı, tavsiye edilen kalınlıkların dışına çıkılmamalıdır. Uygulama için önerilen hava sıcaklığı, hava nemi, zemin nemi gibi özellikler mutlaka kontrol edilmeli ve bunlara uymayan şartların olduğu durumlarda uygulama yapılmamalıdır. Uygulama için hava akımı gerekiyorsa bu mutlaka sağlanmalı ancak aşırı etkili olabilecek dış etkenlere karşı da koruma önlemleri alınmalıdır.
Uygulama yapıldıktan sonra kuruma süresi dolmadan üzerine basılmamalıdır. Kuruma süresi dolduktan sonra bu kez de tam mukavemet alması için gereken süreye dikkat edilmelidir. Yüksek trafik ve ağır yükler, henüz tam mukavemetini tamamlamamış zeminlerde ve tamirlerde uygulamaya zarar verebilecektir.
Nasıl kağıt, ahşap, metal gibi ürünler için farklı yapıştırıcılar varsa zemin ürünlerinde de benzer bir durum söz konusudur. Uygun tamir malzemesi seçmek gerekir. Ayrıca kırılmış bir yerin tamirinde kullanılacak bir tamir harcı, hareket etme özelliğine sahip derzlerin doldurulmasında kullanılmamalı, o bölgelerde derz dolguları veya mastikler tercih edilmelidir.
Nasıl zeminin dayanması gereken şartlar belirlenerek ürün seçimi yapıldıysa aynı şey tamir malzemesinin seçiminde de uygulanmalıdır.
Tüm bunların dışında, çatlaklar ve kırılmalar devam ediyorsa hatalı seçilmiş bir ürün olabileceği gibi uygulamanın altındaki betonda da bir sorun olabilir. Beton veya şap kolayca kırılıyor olabilir, binanın o kısmında bir hareket olabilir, su geliyor olabilir. Böyle durumlarda tekrar tekrar tamir yapmaktansa zemini baştan yenilemek, bu sırada altyapıdaki sorunu da gidermek aslında kısa vadede daha pahalı görünse de uzun vadede maliyetten kurtaran bir hareket olacaktır.
